4857 sayılı İş Kanunu’na Göre Yıllık Ücretli İznin Bölünemezliği İlkesi

İşçinin hak ettiği yıllık izin uygulamasını düzenleyen 4857 sayılı İş Kanunu’nun 56. Maddesinde, yıllık ücretli izinlerin, tarafların anlaşması ile “bir bölümü 10 günden aşağı olmamak üzere” bölümler hâlinde kullanılabileceği düzenlenmiştir.

Kanuna göre, hak edilen yıllık iznin bir bölümü 10 gün olarak kullanılmalıdır. Yani yıllık iznin 10 günlük bölümü kesintisiz olarak kullandırılmalı, geriye kalan kısmı parçalara bölünmelidir. Buna yıllık izinde “10 gün bölünemezlik kuralı” diyebiliriz. 10 günün tek parça olması koşuluyla, yıllık iznin diğer kısımları, işçi ve işveren mutabıksa, 1, 2, 3, … gün şeklinde kullanılabilir. Kanun koyucu tarafından işçinin en azından bir defa 10 gün olmak sureti ile kesintisiz dinlenmesinin sağlanmasının istenmesidir. Örneğin, 20 gün yıllık izin hakkı bulunan işçi, bunun 10 gününü blok, kalan 10 gününü ise bölerek kullanma hakkına sahip.

Yıllık ücretli izni Kanun maddesine aykırı olarak bölmek halinde idari para cezaları uygulanmaktadır. 2020 yılı için işçi başına 511,16 TL ceza uygulanmaktadır. (4857 s. Kanun madde 103)

Ancak Kanun düzenlemesi böyle olmasına karşın uygulamada işçilerin 10 günlük kısmı da bölerek kullanmak istedikleri görülmektedir pek tabi olarak. Bu hususta Yargıtay’ın 10 günlük bölünemezlik kuralına istisna getirdiği ve işçinin talebi olması halinde 10 günlük sınır gözetilmeden kullandırılan yıllık izin sürelerinin geçerli olabileceğini kabul eden kararları da mevcuttur.

“4857 sayılı Yasanın 56/3. maddesine göre yıllık izin sürelerinin 10 günden aşağı bölünemeyeceği belirtilmiştir. Ancak, 10 günden az sürelerle yıllık izin kullanma taleplerinin davacı işçiden geldiği anlaşılmakla TMK’nın 2. maddesine göre herkes haklarını kullanırken dürüstlük kuralına uymak zorunda olduğundan ve bir hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumayacağından süreler 10 günden az olsa da yıllık izinden mahsup edilmelidir.”

“Yıllık izin hesabında çalışma sürelerinin hatalı esas alınması ve kullanılan izin sürelerinin düşülmemesi hatalı olup, bozma nedenidir.’’ Yargıtay. 7. HD. 21.01.2014, E.2013/17206, K. 2014/692”

“Dosya içeriğine göre, davacının kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücret hesaplanırken 01-08/10/2007 tarihlerinde kullandığı yedi günlük yıllık izin, İş Kanunu 56. maddesi gereğince 10 günün altında kaldığı gerekçesi ile dikkate alınmamıştır. İş Kanunu 56/3. maddesindeki, yıllık izin sürelerinin tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere en çok üçe bölünebileceği yönündeki düzenleme, davacının bir defada kullandığı on günün altındaki yıllık izin sürelerinin hesaplama sırasında dikkate alınmasına engel değildir’’ denilmiştir. 22. Hukuk Dairesi 2017/10003 E. , 2018/4249 K.

 Burada dikkat edilmesi gereken izinlerin bu şekilde parçalı kullandırılmak istenmesi talebinin işçiden gelmesidir. İşveren kendi inisiyatifine göre süreyi bölemez.

Sonuç olarak; Kanun koyucu 10 günlük bölünemezlik kuralı getirmiştir. Aksi şekilde uygulama yapan işverenler idari para cezaları ile karşılaşabilecektir. Ancak uygulamada işçinin kendi talebiyle örneğin; 14 günlük bir yıllık izin süresini 7+4+3 şeklinde parçalı olarak kullanmak istemesi halinde işverenin de bu duruma onay vermesi halinde uygulanan izinlerin geçerli Yargıtay kararları ile de kabul edildiğini görmekteyiz.

Neticede önem arz eden husus Yıllık iznin kullandırıldığı işveren tarafından yazılı olarak ispatlanmasıdır. İşveren, işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır. Usulüne uygun olarak tutulan izin belgeleri ile işçinin hak ettiği izin süresinin kullandırılması yasa gereğidir.

Saygılarımızla,

ATLI HUKUK

Av. V. Alper ATLI

Bu sayfanın içeriğini kopyalayamazsınız!